Birleşmiş Milletler (BM) Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
BM’nin Gazze’de ateşkes çağrısının ne anlama geldiğinin sorulması üzerine Dujarric, bu konuda farklı terminolojiler kullanıldığını ancak BM’nin çağrısının insani amaçlar için çatışmaya ara verilmesini öngördüğünü kaydetti.
Dujarric, ateşkes çağrısının Gazze’nin kuzeyi mi yoksa güneyi için mi geçerli olduğunun sorulması üzerine ise “Gazze’nin bütünlüğüne saygı duyulmalı. Gazze’de güvenli bir yer yok.” diye konuştu.
Gazze’de öldürülen çocuk sayısını tam olarak teyit edemediklerini belirten Dujarric, “Gazze’de çok fazla genç ve çocuk nüfusunun bulunduğunu da göz önünde bulundurarak, çok sayıda çocuğun hayatını kaybettiğinden şüphemiz yok” dedi.
Dujarric, BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) ait bir yardım tırının saldırıya uğradığını açıkladı.
Yardım tırlarının Gazze’deki Şifa ve Kudüs Hastanesine tıbbi malzeme taşırken saldırıya uğradığını ifade eden Dujarric, saldırıyı kimin gerçekleştirdiğini teyit edemeyeceğini söyledi.
Dujarric, hayatını kaybeden BM personeli sayısının 99’a ulaştığını, çoğu BM personelinin evlerinde aileleriyle birlikte öldürüldüğünü, çatışma sonlandıktan sonra BM süreçlerine göre sorumluların tespit edileceğini dile getirdi.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Mısır ile Gazze arasındaki Refah Sınır Kapısı’nı ziyaret etmesinin ardından değerlendirmelerde bulundu.
Burada bir kabusa tanık olduğunu belirten Türk, İsrail’in 56 yıllık işgali ve 16 yıllık ablukası altındaki Gazze’nin, çatışmaların başladığı 7 Ekim öncesinde de “dünyanın en büyük açık hava hapishanesi” olarak tanımlandığını hatırlattı.
Filistinli silahlı grupların 7 Ekim’de gerçekleştirdiği saldırıların acımasız ve şok edici olduğunu dile getiren Türk, bunların, tıpkı İsrailli sivillerin rehin alınması gibi bir “savaş suçu” olduğunu kaydetti.
Türk, “İsrail’in, Filistinli sivilleri toplu olarak cezalandırması, tıpkı onların hukuka aykırı olarak zorla tahliyesi gibi savaş suçu anlamına geliyor.” ifadelerini kullandı.
İsrail’in Gazze’ye yönelik yoğun bombardımanlarının özellikle kadın ve çocukları öldürdüğünü, sakat bıraktığını ve yaraladığını vurgulayan Türk, bunların bütün siviller üzerinde dayanılmaz bir yük olduğunun altını çizdi.
Türk, Refah Sınır Kapısı’nda bekleyen yardımların ihtiyaç sahibi herkese ulaştırılması gerektiğini de belirtirken Mısır’ın bu konuda birçok açıdan kilit rol oynadığını, Gazze’ye insani yardım ulaştırılmasında ve yaralıların buradan ayrılmasında büyük çaba gösterdiğini bildirdi.
Tarafları konusunda anlaşmaya davet eden Türk şunları kaydetti:
“Gazze’nin her yerine acilen büyük miktarda insani yardım ulaştırılması gerekiyor. 7 Ekim’den bu yana tutulan tüm rehinelerin koşulsuz ve derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Hem Filistinlilerin hem de İsraillilerin kendi kaderlerini tayin etme haklarına ve meşru güvenlik çıkarlarına dayalı olarak, işgale kalıcı bir son verilmesini sağlamak için siyasi alanı etkinleştirmemiz gerekiyor. Artık 56 yıllık işgalin sona ermesi gerektiğini söylemek yeterli değil. Uluslararası toplumun, Filistin ve İsrail halkı için adil ve eşitlikçi bir gelecek bulma çabalarının bir parçası olması gerekiyor.”