Terör devleti İsrail, Gazze’nin güneyindeki Han Yunus’ta tank destekli saldırılarını yoğunlaştırırken, kendisinin daha birkaç hafta önce “güvenli bölge” ilan ettiği kenti işgal etmesiyle Filistinliler için gidecek herhangi güvenli bir nokta kalmadı. Abluka altındaki Gazze’nin kuzey ve orta kesimlerinden sonra güney bölgelerinin de şiddetli bombardımana maruz kaldığı saldırıların, terör devletinin insansızlaştırma ve etnik temizlik planında 3. aşama olduğu kaydedildi. 7 Ekim’den bu yana Filistinliler ağır bombardıman altında önce kuzeyden Gazze’nin orta kesimine kaçarken, daha sonra Han Yunus’a ve şimdi de son olarak Refah’a doğru itilmeye devam etti. Saldırıların şiddetlendiği ve direnişçilerle işgalci ordu arasında ev ev çatışmaların yaşandığı Han Yunus’ta, yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı evler ve mülteci kampları da işgalci gücün hedefi oldu. El Cezire’nin bildirdiğine göre dün sabah erken saatlerde ağır hava bombardımanı altında İsrail tankları doğu tarafından Han Yunus’un kent merkezine doğru ilerlemeye devam etti. İşgalci gücün birkaç gün önce havadan attığı broşürlerde şehrin sadece doğu bölgelerinin hedef olacağı belirtilirken, bildirilenin aksine Han Yunus’un tamamı ağır bombardıman altına alındı. Terör devletinin saldırıları güneye taşıyıp tüm Gazze’de güvenli alan bırakmama stratejisi kapsamında gerçekleşen saldırıların, rehinelerin olabileceği gerekçesiyle yavaş ilerlediği kaydediliyor.
İşgalci İsrail subayları ev ev devam eden çatışmaları iki aylık saldırılar süresince yaşanan “en şiddetli çatışmalar” olarak niteledi. Bu durumun, işgalci gücün iddialarının aksine, başta Hamas olmak üzere Filistinli direnişçilerin güçlerini hala önemli ölçüde koruduğunun da itirafı olduğu kaydedildi. Direnişçiler de işgalcinin Han Yunus’ta verdiği kayıp sayısının 10’a çıktığını duyurdu. Güneydeki Han Yunus haricinde Gazze’nin orta kesimlerinde yer alan Deyr el-Balah’ta yaşayanlar da gece boyunca durmaksızın patlamalar duyduklarını ve çok sayıda evin bombardımana maruz kaldığını belirtti. Bölgede zaten tam kapasiteyle hizmet veremeyen hastanelere çok fazla sayıda yaralı getirildiği kaydedilirken, kısıtlı tıbbi imkanlarla yaralılara müdahalede bulunan doktorlar ve sağlık görevlilerinin çoğunu kurtaramadığı kaydedildi. Ayrıca insanların Deyr el-Balah’tan Gazze’nin kuzeyine ya da güneyine doğru hareket edemediği ve marketlerde hiç yiyecek kalmadığı için çok büyük bir mahrumiyet yaşandığının altı çizildi.